30 Mart 2013 Cumartesi

5. Sınıflar Sınıf Öğretmenlerine Geri Verilecek

Başlık şimdilik sadece söylenti. Olabilir de, olmayabilir de. Ama sınıf öğretmenleri ile branş öğretmenlerinin arasındaki tartışmalar asıl haber.
Çoğu branş öğretmenleri, 4+4+4'e karşı çıkarken bas bas bağırıyordu. Ama 5. sınıfların da orta okula dahil edilmesiyle bir anda ek dersleri %33 oranında arttı ve aslında bu 4+4+4'ün çok tatlı bir şey olduğunu gördüler.

Teknoloji ve Tasarım Öğretmenlerinin Kaderi

Memurlar.net gibi bir çok ortamda Teknoloji ve Tasarım dersi öğretmenleri bugünlerde tek bir konuyu konuşuyorlar: Ne olacak bizim halimiz?
Gazi Üniversitesi'nin Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi'nin öğrenci alımını durdurmasından bu yana Teknoloji ve Tasarım dersi için uğraşan kimse kalmadı. Bu fakültenin ve fakülteye bağlı Endüstriyel Sanatlar Öğretmenliği Bölümü'nün rektör ve dekanları bu konudan çok kendi kariyer basamaklarını (dr, doç, prof...) dert ettiklerinden, Teknoloji ve Tasarım dersi TTKB'nin insafına bırakılmış durumda. Burası da AKP'nin iktidara gelmesinden sonra tamamen değiştiği için midir bilinmez, bu dersi pek gerekli görmemekte. Sonuç olarak ders 6. sınıfların müfredatından kaldırıldı. 4-5 yıldır söylenen "Teknoloji ve Tasarım dersi kaldırılıyor" söylentisi kademeli olarak uygulamaya girmiş görünüyor.
Peki, şimdi ne olacak?
2012-2013 ders yılı başında ne kadar branş değiştirme varsa tamamına yakını Teknoloji ve Tasarım dersine geçti. Hala, başta Bilişim Teknolojileri dersi olmak üzere bir çok branşın bu dala geçirileceği söylentileri dolaşıyor. Teknoloji ve Tasarım branşına geçenler ise şimdi geri dönmek istiyorlar. E tabi, sınıf öğretmeniyken aldıkları ek dersleri bu branşta alamıyorlar... Her neyse, bu kadar insan keyfi olarak Teknoloji ve Tasarıma geçirilince, bu dersin müfredattan tamamen kalkması zor görülüyor. Ancak söylentiler arasında mantığa en yakın geleni, bu dersin düz lise ve meslek liselerinde "proje" dersi olarak okutulacağı. Bu şekilde Teknoloji ve Tasarım dersi öğretmenlerinin orta okulların yanında liselerde de ders verme imkanı doğuyor. Proje dersinin kredi yükü ve ders saatinin ne olduğu konusunda ise çeşitli söylentiler mevcut. Umarım sonuç, öğretmenlere istihdam sağlamaktan çok öğrencilerin gelişimine ve devlet okullarının kalitesinin artmasına olanak sağlayacak şekilde gerçekleşir.

Sosyal Bilgiler Öğretmenleri Atama İstiyorlar!

Hadi bakalım. Devlet üniversitelerinden mezun olan tüm sosyal bilgiler öğretmenleri atansın. Başka çaresi var mı bu işin? Yok tabi. Atanmazsa aç kalacaklar çünkü. Neden mi? Anlatayım:
  • O kadar eğitim bilimi dersi aldılar ama eğitim alanında danışmanlık yapamazlar.
  • Yabancı dil dersi aldılar ama lisedekinden bile daha az çalıştıkları için paragraf bile çeviremezler.
  • Bilimsel araştırma yöntemleri dersi aldılar ama bilimi fen edebiyat fakültelerinin işi olarak gördüklerinden bulaşmazlar bile.
  • Çeşit çeşit tarih dersi aldılar ama ders kitabı dışında bir şey okumadıklarından bir tarih dergisine iki satır makale yazamazlar.
  • Materyal tasarımı dersi aldılar ama vize - final akşamları çalıştıkları için bir yayın evine yeni bir eğitim oyuncağı ortaya koyacak kadar deneyimleri yoktur.
  • Sosyal proje geliştirme dersleri aldılar ama devletin ve Avrupa Birliği'nin para dağıttığı projelere başvuracak kadar -bırakın başvurmayı- dosyasını hazırlayacak kadar bile yetenekleri yoktur çünkü yazım kurallarına uyacak kadar yazı yazmışlıkları da yoktur. Varsa yoksa Facebook...
  • Ve en az 4 yıl üniversite okumuşlardır ama bilgisayar, yabancı dil, proje geliştirme, sanat, tasarım, el sanatları ve benzeri bir kursa -ki bunların tamamı halk eğitimi merkezlerinde ücretsiz verilmektedir- gitmedikleri için hiç bir beceri de kazanamamışlardır. Bu 4 yıl boyunca öğrenci geyikleriyle zaman geçirdiklerinden, devlete atanmaktan başka çareleri de yoktur.
Aslında bu durum sadece sosyal bilgiler değil, tüm atanamayan öğretmenler için geçerlidir. Maalesef öğretmen adayları eğitim fakültelerinde geçen zamanları boyunca kendilerini geliştirmek yerine KPSS'ye odaklandıklarından boş boş mezun olmakta, taptaze zihinlerini ham haliyle kurumaya bırakmaktadırlar. Bu haliyle de devletten atama beklemekte, atanamayınca da bunalıma girmektedirler. Çare ise kendini geliştirmektedir. Bu arkadaşlarımız acilen devletin iş vermek zorunda olmadığını kabullenmeli, kendilerini özel sektöre hazırlamalıdırlar. Bu o kadar da zor değil inanın. İlk, orta, lise mezunu bir sürü insan şirketlerin üst kademelerinde yada kendi işlerinde, dükkanlarında, atölyelerinde çalışıyorlarsa, biraz uğraş sonunda üniversite mezunları da bunu yapabilir. Ama KPSS'ye değil, ciddi ciddi bir işe girip çalışmak gerekir. Sabah 7:00 akşam 20:00. Var mısınız buna?

Özel Okullardaki Öğretmenlerin Maaşının Yarısı Geri mi İsteniyor?

Olabilir, gayet normal. Özel sektörde denetim olduğu zaman sigortasız çalışanların çay içmeye gönderildiği bir memlekette yaşıyoruz. Özel okullar da özel sektörde yer aldığı için bunlar çok normal. Normal olmayan, milleti özel okullara yönlendirmekten çekinmeyenler.
Eğitim Ajansı sitesi, bu konuyu haber yapmış. Ama bunca zamandır izliyorum sitesini, "sosyalciler atama bekliyor", felsefecilerin çilesi", "bilişim öğretmenlerinin bitmeyen dertleri" diye naralar atıp duruyor ama öğretmenlerin yetersizlikleri hakkında tek kelime okumadım. Çünkü yok.
Böyle birçok web sitesi, malesef çok miktardaki öğretmen ve öğretmen adayının ilgisini çekmek için bu tarz sloganlarla sitelerini ayakta tutmaya çalışıyorlar ama 1 dersi boş olan öğretmenin kahveye kaçmasına, 3'te dersi bitene öğretmenin yangından kaçar gibi dolmuşa koşmasına, kitap okumayıp dil bilmemesine laf etmiyorlar. Böylece devlet okullarının kalitesinin artmasına değil, boş insanlarla dolmasına aracılık ediyorlar. Öyle ya, hükumet yapmayacağını söylediği halde son Şubat atamasını (2012) bu mesnetsiz baskılar nedeniyle yapmamış mıydı? Bu şekilde 2012 mezunlarından KPSS'den iyi puan alanların hakkı yenmemiş miydi?
Özetle, abbasguclu.com ve bu gibi eğitim haberleri içeriğine odaklanmış web sitelerinin artık "70 bin atama istiyoruz" sloganlarına değil, "eğitimin kalitesi yerlerde sürünüyor" feryatlarına yer vermesi lazım. Bu şekilde özel okullarda görev yapan öğretmenlerin de değeri artar, kurumlar da bu ahlaksızlığı daha fazla yapamazlar.